TOZUN İÇİNDEN
2010 yılında bir fotoğraf projesine katıldım. Galata çevresindeki eski hanların
fotoğraflarını çektik.
Kimisi boş, kiminde
de hala küçük esnaf dayanmaya çalışıyor.
Han duvarları, odaları, içindeki tozlu eşyalar eski günlerin
belleğini taşıyorlar.
Makinaların, insanların, satıcıların, müşterilerin,
hamalların vb. o eski şaşaalı günlerin tüm sesleri sanki bu odalarda, duvarlarda, eşyalarda… Kim bilir kimler geldi geçti. Bu gizemli
atmosfer, içinde bir çok hüzünlü
hikayeyi de barındırıyor.
Yetersiz ışıkta çekim yaptığımız için makinamı üçlü
pozlamaya ayarlamıştım. Daha sonra fotoshop’ta fotoğraf karelerini HDR
seçeneğinde birleştirirken farklı kareleri birleştirmişim. Sonuç
hoşuma gitti.
Yaptığım hata hanların ruhunu daha güzel anlatıyordu. Sonra
bu hatanın peşine düştüm. Kasıtlı hataya devam ettim.
Eminim fotoğrafla uğraşan birçok kişi benim gibi bunu
deneyimlemiştir.
THROUGH THE
DUST OF THE PAST
I
participated in a photographing project in 2010. We photographed the old inns
in the vicinity of Galata.
Some are
deserted, while a few handicraftsmen are still endeavoring to survive in some
others.
Walls and
rooms of and dusty properties in the inns are carrying the memory of old days…
As if all
sounds of machinery, humans, sellers, customers, porters and shortly, of those
old glittering and high-colored days are still suspended in these rooms and on
these walls and properties… Who knows who lived and worked therein? This
mysterious atmosphere is hosting a lot of sorrowful stories…
As we
photographed in inadequate light, I have set up my Canon camera to AEB
(Automatic Exposure Bracketing). Later, while combining the photo frames in HDR
option in Photoshop, I have by mistake combined different shots, not the
successive ones. But the result pleased me.
The mistake
I made was better reflecting the spirit of inns. Then, I started to take up this mistake, and
knowingly continued the same mistake.
I am sure
many other photographers have also so far experienced the same mistake like me.